Türk-İslam devletlerinde devlet işlerinin yürütülmüş olduğu hükûmette devlet işlerinden görevli en yetkili yönetici vezirdir. Karahanlılarda hükümdar adına devlet işlerini yürütmekle görevli hükûmet başkanına “Yuğruş (vezir)” Gaznelilerde ise “Hace-i Büzürg” denirdi.
Hükümdarın vekili sıfatıyla yetkileri sınırsız olan vezir; hukuki, askerî ve ekonomik alanlarda geniş yetkilere sahipti. Vezirin emrindeki divana “Divan-ı Vezaret” denirdi. Hükümdar gerektiğinde vezir ve öteki görevlilerin fikirlerine danışabilir, isterse onların düşüncelerine bakmayıp dilediği sonucu da verebilirdi.
Selçuklularda vezirlerin kalemiye (siyaset) sınıfından yetişmesi öncelikli olmakla beraber seyfiye (askerî) ve ilmiye sınıfından yetişen vezirler de vardı. Vezirlerin başlıca görevleri; memleket işlerini düzenlemek, halkı huzura kavuşturmak, varlıklı bir devlet hazinesi meydana getirmek, hizmetinde bulunanlara iyilik ve adaletle hareket etmektir.
Türk-İslam devletlerinde devlet meseleleri mevzularına gore değişik “divan” larda görüşülürdü. Divanlar bir araya gelmiş olarak “büyük divan”ı kısaca hükûmeti meydana getirirdi.
Karahanlılarda büyük divana “meclis-i âli”, Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçuklularında “divan-ı saltanat” adı verilmiştir. Türkiye Selçuklularında divan-ı saltanat toplantılarına naip, atabey, müstevfi, tuğrai (tuğracı), pervane, emir-i arız ve işraf-ı memalik benzer biçimde üyeler katılırdı.